Kedim Dali

PitaPata Cat tickers

29 Ağustos 2009 Cumartesi

Bahçe Düzenleme



Bugün en sonunda hep istemiş olduğum bahçemizin duvarındaki yeşilliği budadık :) aslında çok güzel uzamıştı ama çerçöp içinde (malum insanlarımız ya yere atar çöpünü ya da çalılığa sıkıştırır), kurumuş dallar serseri görümündeydi adeta. bu yabanilikten diplerini de temizleyemez olmuştum. aslında daha önce bahçıvan geldiğinde budanacaktı ama üst komşumuzu kırmadık budattırmadık, ama yok sonunda bugün tertemiz oldu :) karşı komşumuz Bay A. ve yardımcım E. ile birlikte budadık, mahalleyi batırdık sonra da temizledik suladık! bir de uzamış olan çimimizi biçtik, taze çimen kokusu ne hoş!!!









Bahçemi ve bahçem ile ilgili bir şeyler yapmayı gerçekten seviyorum. Öyle ki yakın zamanda serdirmiş olduğum halı çimimi kendim sulamayınca iyi sulanmadığını düşünüyorum. Geçen Assos seyahati dönüşü çimlerimin, ortancalarımın ve minik geç ekilmiş cam güzellerimin bana küskün küskün baktığını görünce çok üzüldüm. Mümkünse zamanım varsa her türlü bakımlarını ben yapmalıyım. haaaaaaaa bir de ben yokken güllerimi budamışlar çok kızdım, küserlerse yaktım çırlarınıııııı ...





28 Ağustos 2009 Cuma

yediMİM :))



Birinci tekir şahıs beni mimledi. Yani kendim ile ilgili 7 özellik bulup anlatmalıyım.
???
Ne kadar da zormuş meğer insanın kendinden bahsetmesi! Elbette iyi kötü diye bir şey belirtilmemiş, o yüzden hızla başlıyorum:

1. Bu aralar sık karşıma çıkan, anlam veremediğim ama beni zor durumlara sokan bir haller içindeyim. Aslında daha önceden böyle bir sorunum pek yok muydu yoksa ben yeni yeni mi fark eder oldum-bilemiyorum. Bahsettiğim hal, bir ortamda iken dikkatime bir şeyin takılıp bunu sesli düşünüp dile getirmem. Yani bir örnek vermem gerekirse, mesela Assos’ta yüzüyorduk, şnorkel ile denizin dibini gözlüyorduk- ne güzel değil mi? Orada denizin dibinde 2-3 adet dikdörtgen prizma şeklinde betonları gördük (sevgili M.Ö. de yanımda) ve ucunda demir, demire ip bağlı ipe ufak bir tekne.. yani iskele olmadığı için deniz alıp götürmesin diye betondan kalıplara iple bağlı olarak tekneleri park etmişler. Süper…. Ben ama şimdi görünce bunları sesli bir düşüneyim dedim:” alla alla buraya (denizin içine) nasıl beton dökmüşler?” deyince olay bitti. Geri dönüşü olmayan bir yola saptık- o gün bugündür sevgili M.Ö. benimle dalga geçer. Ya gördün içinden düşün zaten bulmaman içten değil! ama işte böyle dikkatimi bir şey çekince, sesli de düşünürsem alay konusu alacak haller içine giriyorum…. Özellik adı : Sesli düşünme



2. İkea’ dan alınmış olan demonte ürünlerde montajı severek ve seri yapabilirim- keza küçükken sevgili ağabeyim pek elletmezdi kendi tamir malzemesi kutusunu , ama önüne geçemedi ben çok severim işte ! tornavida matkap işlerinden de anlarım diyebilirim- bir çok erkeğe göre de becerebilirim diyebilirim. Aslında her türlü el işini severim! Evli olmadığım için yemek yapmama pek gerek kalmıyor, sağ olsun anneciğim halleder. Ama çok yemek çeşidi yapmayı bilmemekle birlikte acemiden iyice yemek yaparım. Ellerimde “ben” var ya ondan kaynaklanıyor galiba… Özellik adı : becerikli, el becerinde becerikli


3. Bunu da sevgili M.Ö. söyledi, ama doğru diyebilirim- maalesef! Meraklıyımdır. Ne olup ne bitiyor benim çevremde bileyim isterim, sorup soruşturmam belki illa ama yanımda bir şey konuşuluyorsa hemen duymam anlamam lazım. Veya bir şey var duydum ve / veya gördüm , ne olduğunu bilmiyorsam araştırırım- sağ olsun internet hemen sörç ediyorum! Ayyy evet kesinlikle meraklıyım, haaaaahaha.. mesela bazen sokakta yürürken apartmanların önünden geçerken aklımdan sık sık geçer: “burada kimler nasıl yaşar? Kim bilir hayatlarında neler oluyor?” . Hatta bazen kuş olup konsam pencerenin pervazına da bakabilsem diye düşünürüm-abartarak! Özellik adı : Meraklı


4. Şimdi düşününce, okul hayatım boyunca hep öğrendiklerimi arkadaşlarıma anlattım ve bu konuda azımsayamayacağım bir yeteneğim var. Çok istedim öğretmen olmak da kısmet olmadı, hayat bana ne getirir bilemem tabii. Belki bir gün bir taşın yeri değişir ben de, öğretmenlik de yapabilirim. Ama Allah biliyor ya gönlümde matematik öğretmenliği yatar. Abarttım bu biraz zor görünüyor!

5. Zamanla yarışma halindeyim. Elbette bu konuda kendimle bile yarışabilirim. Bu çağımızın hastalığı bence! Teknoloji ile beraber herkes ve her şey hızlandı, hızlanmak zorunda kaldı. Ama ben, her ne yapıyorsam acele etmem gerekmiyorsa bile sanki acele yapıyorum. Yapayım bitsin sıradaki….. böyle yaşarken de anları kaçırıyorum. Bunu fark etmedim değil hatta zaman zaman önüne geçmeye çalıştığım anlar da oldu ki, o zaman çok daha keyifli oldu her şey. Özellik adı: aceleci, tez canlı


6. Ben de bu bahsedeceğim özelliğimi birilerinin söylemesiyle fark ettim ama elden bir şey gelmez. İnsanın karşısında ayna ola ki kendini yaşarken izleyebile!!!! Dışarıdan bakınca veya ilk kez tanışanlar, beni sert mizaçlı diye bellerlermiş, ne komik inanasım hiç gelmedi ama öyle olduğunu zamanla kabullendim. Ama ağlak biri olduğumu söylemeden edemeyeceğim, eski türk filmlerinde bile ağlardım. Bu konuda ne desem boş diyorum ve bitiriyorum. Özellik adı: sert mizaçlı

7. Olaylara sakin yaklaşabilirim. Genellikle panik arz eden durumlarda, özellikle de panik yapan birileri varsa çevremde sakin kalabilirim. Kavga edilecek durumlarda sakin kalabilirim ki bu özelliğimden son derece memnunum, Allah bozmasın! Olmayan ve isteyenlere de versin! Nazar etmemeyim kendime, hahaaaa özellik adı: sakin yaklaşım sahibi (sıfat ismi bulamadım)

Bugünlük de bu kadar diyorum ve topu atacak pek fazla kişim olmadığı için Şendul’u ve leonato’yu mimliyorum.

17 Ağustos 2009 Pazartesi

Sporu sabah değil akşam yap!


Sevgili M.Ö. ile uzun zamandır sabah yürüyüş ve koşularımızı aksattığımıza karar verip bu hafta tekrar başlamaya karar verdik. Salı Perşembe ve Pazar sabahları olacaktı ki; Salı yapamayacağımızı, canım M.Ö. ün işi dolayısıyla diyelim- anladık. Neyse Çarşamba Cuma Pazar olacak dedik, bu hafta itibariyle. Hatta bu konuda kesin kararlı olduğumu belirtmek için de mobil telefonumdaki alarmı kurdum, gün ve saat dilimlerini ayarladım. Ama kısmete bakın ki, bu sabah işten fırsat bulup okumaya başladığım e-gazetenin birinde bir yazıyla karşılaştım ve bilgilendirme olsun diye yazayım dedim. Biz sabah 7 ile 8 arasında yürüyüş yapardık, duş kahvaltı ve işe gidiş. Aslında süper görünüyordu.



İŞTE 24 SAATLİK ZAMAN DİLİMİ
İnsanda 24 saat içerisinde faaliyet gösteren önemli sirkadien* olaylarından örnekler veren Küfrevioğlu, şunları söyledi:
“Saat 01.00 vücut kendini uykuya programlar. Dikkat azaldığından bu saatte çalışanların hata yapma olasılığı, dolayıyla iş ve trafik kazası riski artar. Saat 02.00 en derin uyku halidir. Saat 07.00 kan basıncının en keskin yükselmeye geçtiği andır. Vücut hala zayıf safhadadır. Bu nedenle spor yapmaktan kaçınılmalıdır. Spor yapılırsa kalp ve dolaşıma gereksiz yere yüklenilmiş olur. Sindirim organları bu saatte iyi çalışır, güzel bir kahvaltı için iyi bir zamandır. Saat 08.00 nikotinin sağlığa en fazla zarar verdiği saattir. Kahvaltıdan sonra içilen sigara, damarları her zamankinden daha da fazla daraltır. Saat 07.30 bağırsak hareketliği hızlanır. Saat 10.00 vücut en yüksek ısısına ulaştığı için verimlilik en üst düzeydedir. Bellek dinamiktir. Ancak 10.00- 12.00 arası kalp krizi riskine sık rastlanır. Saat 17.00 tansiyon ve dolaşım çok iyi durumda olduğu için spor için en iyi saattir. Saat 18.00 akşam yemeği için iyi bir saattir. Pankreas özellikle aktiftir. Saat 21.00 uykuyu tetikleyen melatonin salgılanmasının başlanma anıdır. Sindirim organlarının günlük görevi sona erdiğinden, bu vakitte yenilen her şey midede sabaha kadar hazmedilmeden kalır. Saat 22.30 bağırsak hareketliliği baskılanır.” **


Bu açıklamaya göre, 17:00 ile 18:00 saat dilimi arasında spor yapmamız öneriliyor. Bu da bilmem ki kimin çalışma saatlerine uyar? Belki öğretmen arkadaşlarımızınkine uyar. Bir de sanıyorum küçük çocuklu ve /veya bebekli annelerin saatleri tam uyuyor, doğa ne muhteşem değil mi? Bu sirkadyen bana uymadı anlaşılan, hem de bir çok yönüyle. Bu konuda biraz düşünüp kararımı bildireceğim  Sağlıkla dikkatle farkında yaşayın!

*sirkadien:yirmi dört saatlik döngü anlamına gelir. Vücudun yirmi dört saat içerisinde gerçekleştirdiği fonksiyonların geneli içinde kullanılır. Uyku süresinin, kaç defa tuvalete gidildiğinin, ne kadar su tüketildiğinin, kısaca metabolizmanın gerçekleştirdiği her işlevin bu döngü içerisinde bir yeri vardır. (itü sözlük)




**http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=950014&Date=17.08.2009&CategoryID=79

8 Ağustos 2009 Cumartesi

tatil dönüşü



Tatil çoook güzel geçti … dolu dolu 3 gün, ama 10 gün gibi dinlendim. Böyle dediğime bakmayın daha kalabilsem kalırdım… ama maalesef ben ve sevgili M.Ö. iş yüzünden dönmek zorunda kaldık. Kesinlikle tavsiye ediyorum, Assos ‘ a gitmemiş iseniz mutlaka gidin! Çok romantik otantik küçücük bir kasaba! Assos kalesinin bulunduğu yerin aşağısında Assos Limanı var. Orada sanıyorum sonradan yapılmış olan güzel otelleri var, isim veremeyeceğim çünkü kalmadım. Ama karşılarındaki dalgakıranın üstündeki bir bankta oturup bira içtik, bedavadan da güzel şarkılar dinledik o muhteşem cici kasabanın silüetini seyrederken! Daha önce benim de hiç görmediğim bir şekilde insanların oturması için sabitlenen bu banklar, koca deniz ve o canım yakamoz arkamda kalacak gibi oturtulmuştu- ne ilginç değil mi? Doğruydu bu oturuş, her yerde bu yakamozu görebiliyorsun ama bu cici liman seyre değerdi hele ki günbatımında, görmelisiniz. Biz Behramkale’ ye varmadan hemen önce soldaki yoldan gidilen Kadırga Koyu’nda kaldık- tam bize göreydi. Nitekim sakin, huzurlu ve kocaman bir koy :) kaldığımız 3 yıldızlı Troy Otel , efendi çalışanlarıyla beraber bizi ziyadesiyle memnun etti. Deniz serin ama tertemiz, bölge esintili (sıfır ter) keyfimiz güzel ama yolcudur Abbas bağlasan durmaz deyip tekrar evimize döndük.